8 Haziran 2012 Cuma

unutursun..

bu da geçen pazara dair blog olsun..
bu da gelir.. bu da geçer..
hayat bu işte..
zaman basıp kanayan yarana.. unutursun..

http://www.youtube.com/watch?v=DyF3W7LZoMU&feature=endscreen&NR=1

boşluk..

kendimi kocca bir boşlukta hissediyorum.. ne yapıyorum, ne yapmalıyım, ne yapıcam, neler oluyor, ne olacak, hepsi soru işareti hepsi muamma.. hazırlamam gereken cv ler varken, boooş boooş saatlerce oyun oynarken buluyorum kendimi.. zamanın bereketi yok, paranın bereketi yok.. acayip bir ruh halindeyim.. çözemiyorum.. ama yanlış anlaşılmasın geçen pazar ile ilgili bir durum değil.. bu daha hayata dair kalple alakası yok.. yapmak istediklerim, okumak istediklerim var ama zaman yok, nasıl oluyor da yok.. oyun oynarken neyin hırsını alıyorum hayattan? hayatta kazanamadıklarımı, oyunda hep birinci olunca yeri dolmuş gibi mi hissediyorum acaba.. çok net olan bir şey var ki o da bir şey bilmediğim...
iş boş, kafa boş, hayat boş, cep boş, kalp boş, beyin boş, zamansa kocca bir boşluk!

kara delikte..
egi

3 Haziran 2012 Pazar

günün karalamacaları 4

hani cevapsız sorular vardı ya.. işte sanırım bugün onların asıl cevaplarını aldığı gündür.. bayağı aldım yani cevaplarını.. insanın boğazına otursa da hatta k.ç üstü otursa da al sana cevap.. bu kadar zaman sonra gelen en net en kesin en ennnn ennnnnnn cevap! bu da her zamanki gibi manga'dan gelen cevapsız sorular buyrun aynı kişi ile ilgili bunu soooon kez dinleyelim...
http://www.youtube.com/watch?v=XZw8KNbd1tU

günün karalamacaları 3

sabah kalktım (ya da öğlen diyelim) ( ya da tam işte o sıralarda kalktığımda) elektrikler kesik.. kahvaltı yaparken müzik dinlemek istedim, elektrik nedenli internet olmadığından usb hafızadan müzik dinleyeyim dedim.. ilk karşılaştığım klasör birsen tezer oldu.. günün havasına (ya da benim geceden beri ki manasız havama en uygun olan ve belki de cuk oturan) fazla oturdu.. buyrun bu da size gelsin... birsen tezer.. çığlık çığlığa söylüyoor...
http://www.youtube.com/watch?v=eo5JiVLrUIQ

günün karalamacaları 2

yetişemedim...
gecenin ani şok haberi ile sabahı bulmam nedeniyle yetişemedim saat 11-12.30 arasındaki etkinliğine..
seneler önce bi yurtdışına giderken gitme dememi beklemiştin.. ben de gitme dersem bu gidişini etkileyecek miydi, kalacak mıydın demiştim, sen de yoo gene gidecektim ama deseydin dedin..
işte bugünkü etkinlikte de gitme dememin faydası olmayacağını hepimiz biliyoruz..
herkese sözler verebildin bir ben hariç.. çünkü beni görmezden gelmeyi tercih ettin..
herkesi gördün.. beni es geçtin.. ve estiiiiiiin geçtiiiiin ve belki de ezdiiiiin geçtiiin...
gene yolun açık olsun.. gene uğurlar olsun..

günün karalamacaları 1

bişi tesadüfleri seviyordu neydi hakikaten o???
yoook yooook ilk aklınıza gelen değil!!
sakın onu aklınızdan bile geçirmeyin!
ziraa ölünün arkasından konuşulmaz!
akıldan bile geçirilmez!

wohoohooooooo harbiden çoook seeeerrrrttt

yazacak çoooook şeeeey vaaaar ama aslında hiiiiiiiç bir şeeeeey yooooook ama olay harbiden ne hissetireceğini bilmeyen bir şey.. yani anlatılmıyor kelime ile, hiç bir yüz ifadesine, mimiğe karşılık değil.. karmaşa, karışıklık, inanamama, şaşırma, .... ve daha niceleri.. aslında bir konu hakkında ilk tepkimiz ne ise aslında bu herşeyi özetleyen şeydir ilk tepkim : 
"oooooo woooooow
  • çoooook sertttttt" 
    ve ardından:
"ben sevmiyorum anacım haziran aylarını"  

ve bu haziranlara vardıran mayıs aylarını da...genelleme yapmamak lazım, kadere böylece yazılmasına neden olmamak lazım.. ama aynı tip şeylerin hep bu aylara debk gelmesi baharın suçumu yani?? bir türlü bana gelmeyen o "bahar"ın?? 


her ne kadar üstünden uzun zamanlar geçse de her yeni haber bi daha acıtıyor, kim ne derse desin.. ama bu acının nedeni yaşanmışlıklar değil de yaşanmamışlıklar olması kötü.. ayrıca bundan sonra yeni yaşamlara yelken açıldığını bilmek de.. öyle çok istiyor ki canım can acıtmak.. ya da sadece bi şaşkın, korkulu ifadeleri gözlerinde görebilmek.. sırfff o ifade için pazar sabahı kmler aşabilirim hiiiiiç gocunmadan.. sırf o nerden çıktın sen, bi delilik yapmazsın di mi bakışı için :))) ahh ahhh insan ruhu, egosu ne zavallı aslında.. egonu tatmin et, gururunu yerle bir et.. ama ne vaaaar, yakışmaaaz.. ve nedeni bilinemez, karşıdaki anlayamaz, algılayamaz var.. algılayaydı zaten şimdi bunlar yazılıyor olmazdı.. 


acıtmak istiyorum dedim ya.. işin kötüsü acıttığını zannettirecek şeyi yapsan da acı nedir bilmeyenlerin hiç bir şey hissetmeyecek olması.. ama kesinlikle bu işin hakederi oraya gitmek :)) 


ahaha türk filmi gibi :D çok fazla türk filmi izlemekten hayatım devamlı türk filmi sahnelerine taş çıkarıyor.. nayııır nolamaaaz, duruuun :D


ya da ne duracaksınız anasını satayım yiyin aynı b.ku yemeye.. b.k yazarken de gene atıfta bulunmak ne hoş :)


iki satır bunalım yazıp, iki satır sonra gülücükler atmak tam daaa ruh halimin karşılığı.. resmen sırıtıyorum ekrana karşı nedensizce :D


belki de ohhh be ne yırttım yaaaa sırıtışıdır.. kim bilir...


bu defa susmalı!


not: yazı rengi olarak da b.k rengini seçtim, aradaki alıntı için de b.k nın göz rengini!
not2: ayrıca yok hayır blog yazmıcam diyenden korkacaksın :)

büyü..

02.06.2012 öğle saatleri süper bir yaz havasında muhteşem deniz kenarı keyfinde Dolmabahçe'den bir kaç satır..
"Nasıl anlamlar yüklüyor insan bazı şeylere?
Cebimde bir 10 TL var, 1 yılı aşkın süredir,kenarda,dokunulmazda duran,o bana uğur getiriyor, getirecek, bereketim olacak dediğim..
Bugün dışarı çıkınca unuttum atm'ye uğramayı, cebimde 1,50 TL ve o "10 TL"..
Boğaz keyfine eşlik için çayın tanesi 3 TL..
Bozmalı mı o büyüyü çay için, yoksa devma mı diye yedim bitirdim kendimi ve sonra "bana bir su" diye verdim siparişi..
Su sadece 1 TL..
Büyü devam et, çay başka sefere :)


büyülü egi..