28 Kasım 2010 Pazar

1 hafta değildi bu üzerimizden geçen..

Nasıl bir haftaydı bu? Bayram nasıl oluyor da sadece 1 hafta önce yaşanmış olabiliyor? O kocca dinlence, eğlence, gezmece, tozmaca, gülmece, tembellik nasıl oluyor da takvimlerde sadece 1 hafta gibi görünen 7 gün öncesinde kalıyor ben aylar geçmiş gibi hissediyorken, üzerimde ayların yorgunluğu olduğunu hissederken? Güya hep güzel şeyleri de yazma heveslisi ben, bayram haftasına dair 2 satır yazmayı beceremeyip gene keyfim kaçıkken gecenin 3'ünde buralara düştüm.. gerçi bayram haftasına varana kadar öyle hengamelerin içine soktu ki bizi çoook sevgili patronumuz bayramın gelişinin bile farkına varamadık, belirsizlikler, sıkıntılar, cevap bekleyenler, bilinmeyenler, aptallıklar, hırslar, zamansızlıklar içinde boğulmaca.. üstüne saçma sapan nedenlerle gene hiç bir şey elde edememe, üstüne bayram olsa ne yazar.. eskiden adi pollyliğimden, şenliğimden bana her gün bayramdı, artık yaşlanıyor muyum ne oluyorsa her gün bayram olsa da tat tuz yok, ya da bana gene her gün bayram ama bu defa sinir stresten bu delilik.. neyse gene gelelim bu haftama, pazartesi öyle çok da sendrom şeklinde geçmedi, yapılması gerekenlerin yapıldığı ama gene uzuuun süren bir iş gününün sonunda, dükkanın kepenkini kapatıp çıkabilecek kadar geç çıktık (kepenkler çoook eskilerde kalmış olsa da..)
işler hallolunca geç çıkışlar bile koymuyor insana ve ayrıca bu geç çıkma işine kendin karar veriyorsan, emirle değilse, ama bir de şöyle bir şey var ki sen ne kadar geç çıkarsan çık, ne kadar kendini paralarsan parala kimse buna değer vermiyorsaaaaa işte o zaman çıldırıyor insan.. salı sallandı ama sonuna güzzel bir etkinlik koyduk resmen ruhumuzu besleyen bir klasik müzik dinletisi ile..üstelik nasıl muhteşem bir mekanda, insan hayatı ne kadar farklı görüyor, farklı algılıyor böyle seslerle, böyle mekanlarla.. her klasik müzik dinlediğimde dediği gibi gene dedim, yarından itibaren heeep klasik müzik dinlicem, mutlu olucam diye.. ama şunu yapıcam, bunu yapıcam, bunu hayatta yapmıcam dediğimiz şeylerin ne kadarını hayata geçiriyoruz, kendimize ne kadar söz geçirebiliyoruz şu hayatta?? -1
(egi gene sorularına başladı)
hafta ortası gene yoğun ama normalimsi gene uzun bir iş günü, ama hep yorucular, eve pestil gibi gelmece, sanki taş ocağında çalışıyor gibi pelte halleri..
perşembe gene etkinlik günü müthiş bir performans eşliğinde "kendi kendine konuşmaktır AŞK.." AŞKın ne olduğuna kimse karar verememişken birinin tam bir cümle kurabilmesi "-dir,-dır" eki ile kesin hüküm verebilmesi bile etkileyici.. hakikaten AŞK nedir? AŞK kimdir? -2
cuma geldi hoş geldi, ertesi ne de olsa 2 gün tatil bana, haftaya da ortağıma.. ta kii gene akşamın 7'sinde patronla konuşuncaya kadar..
"sezon kapandı" artık ikinizde geliyorsunuz..
ne bu??? balık sezonu mu? biz sadece onun attığı yemlere odaklanmış, 5 sn'lik hafızası olan muhasebenin balık kulları.. o istediğini ister, istediğini yapar, istediğini yaptırır, istediğini alır, istediğini verir ya da hiiiiç vermez, verirseee biri duyar maaaazallah!!! ben ömrümde böyle geri zekalıca sistemler (sistemsizlikler), böyle iletişimsizlik, böyle ben yaptım olduculuk görmedim, hadi gördüm, duydum diyelim ama beeeeen nedeeen yaşıyorum bunu???
nedir bu kadar basiretimi bağlayan ve hareket etmemi engelleyen?? neyi bekliyorum keşfedilmeyi mi???-3
böyle ruh hali ile biten bir cuma(nın)ertesi hakkında herhangi bir şey yazmaya gerek var mı? öküz gene öküzdür cumartesi günü, gene eşşek gibi gider, eşşek gibi çalışırsın çünkü sesini çıkarmazsın, çünkü o ısırır, o yer, seni o yarattı ya ona karşı gelinmez... Ulan sen senin var olma nedenin anana babana bile karşı geliyorsun senden bir şey istedikleri, senin yapmak istediğin bir şeyi engelledikleri zaman, bu onlardan daha mı büyük? daha mı ulu? daha mı kıymetli, değerli, önemli??-4
ve işte tek tatil günüm pazarımın 4 saatini yedim bile, kaldı 20 saat! bu 20 saatte hem uyuyacağım, kocca ve sinir bozucu haftanın yorgunluğunu atacağım (ki 20 saat uyusam belkii bir kısmını atarım öyle bir ağırlaşmış, bitmiş hissediyorum kendimi).. hem 5-6saat dernekte geçireceğim, 1 saat civarı uyanış-hazırlık ve kahvaltı için.. yemek yiyeceğim, yol gideceğim, 1-2 insan yüzü görmeye çalışacağım, nefes alacağım, sonra bir de bakacağım ki büttün hafta beklediğim gün bitivermiş, hani ders çalışmak, hani Hrant'ı okumak, hani puzzle yapmak.. vaaay bee ne kadar güzel bir pazarmış bu herkese yeter.. eline geçenler (kalan varsa) ve bir pazar sana yeter mi?-5
blogu yazarken bazı yerlere sayılar verdim, hatta bazı yerlere değil bazı sorulara..
eğer gerçek bir hayat istiyorsam bu 5 soruyu çözmeliyim ki hayata yeniden başlayayım..
onun için bana şans dileyin bu soruları ennn kısa zamanda çözüme ulaştırıp aranıza döneyim diye..
5 soru işaretli egi

2 yorum:

zilsizzarife'nin yeri dedi ki...

O sorular hiç bitmeyecek,dilerim sen çabuk bulursun doğruları.
Salı perşembe çok keyifliydi.Kaçıranlar üzülsünler.Nokta.
Son not:Senin en acilinden yeni bir iş olup oradan tabir-i caizse defolup gitmen lazım.
Neyse umutluyuz güzel şeylet olucak biliyorum:)

DEMET KAHRAMAN dedi ki...

Bebeğim Hislerime tercüman oldun:)