30 Nisan 2010 Cuma

bu gece son..

bu gece son kez İstanbul sınırlarında.. yarın bu saatlerde gitmiş olacak.. yarın son kez numara yapıcam dost insan olarak.. herşey o kadar beklenmeyen bir hızda ve plansızlıkta gitti ki bakakaldım.. bazen öyle bakışlar gördüm ki (ya da bana öyle geldi hep, ya da öyle görmek istedim) gitme desem.. ama bu defa bir şey demeyeceğim zaten ne dersem ters anlaşılıp gene mutsuz oluyorum hiç olmazsa mutsuz da etmeyeyim.. hiç olmazsa gene silinmeyeyim gider ayak ya da değerimi kaybetmeyeyim.. peki bu doğru mu?? numara yapmak.. dürüstlük dürüstlük diye deli olan ben şimdi buna ne demeli.. hiç bir şey dememeli.. SUSmalı.. susturmalı kafadan geçenleri de.. kimsenin hayatına müdahale etmeye gerek yok.. gerçi kendimi neden bu kadar önemli görüyorsam.. hayatını değiştirmek isteyen zaten değiştirirdi.. bişi söyleyeme gerek yoktu.. her şey gayet açıktı.. görmek isteyene.. sıklıkla söylediği şey değil miydi (di'li geçmiş zaman oldu bile..) zaten gamsızım ben diye.. en bilinen özelliği bu değil miydi.. gamsız.. insan herhalde kendisi neyse tam tersi dikkatini çekiyor.. kendisinin beceremediğini olabilenler çekiyor kendine.. işte bu da böyle bir yazı oldu, gene bunalımlı, gene bir gidenin olduğu, ama ben ne yapayım hayat bana bunu yapıyorsa??? ve işte son gece de manasızca, gamsızca bitti.. ve gene her şey bitti.. gidiyor, hiiiç gelmediği gibi.. hep içimde bir merak bırakarak biri daha gidiyor.. ne zaman çözülecek bu merakım? ne zaman aslında yaşananların ne olduğunu biri karşıma geçip dürüstçe söylicek.. o kadar mı kötü ki söyleyemiyorlar yoksa gene işlerine mi gelmiyor.. gitme demek mi lazım?? geçen sene birinin dediği gibi gitme demeni beklerdim mi diyecek gene giden.. yoksa onu bile diyemeyecek mi? peki gitme diyince gitme durumu değişiyor mu? hayır? o zaman neden gitme diyeyim? neden içimizde kalsın bir şeyler? neden diye soruyorum gene? gene cevapsız sorular yazısı? devamlı bir kendini tekrar.. bundan sıkıldım sanırım artık kendimden sıkılmaya başladım.. çünkü kendi kendime devamlı aynı şeyleri yaşatıyorum.. kendime yazık ediyorum.. değmeeez kimse benim verdiğim değere.. gidene güle güle.. yolu açık, şansı bol olsun, hayat ona biraz gam kazandırsın.. sadece anlık keyifler yaşamasın.. hayatın kendisini keyfe çevirmeyi öğrensin.. ben çoook biliyorum yaaa bi de ders vericem.. hıhhh hayat bu son olsun.. gitsin bitsin, sonra heeep mutluluk olsun.. güzellik olsun.. HAYAT olsun, herşeye rağmen HAYAT heeeep güzel olsun.. vee lütfen adi polly 'i bulsun getirsin biri çooook ihtiyacım var..

silinenden sonra bırakılıp gidilen egi..

1 yorum:

zilsizzarife'nin yeri dedi ki...

Ben sana birşey söyliyeyim mi,bunu daha öncede söylemişimdir muhtemelen.

Sen birşey hissediyorsan doğrudur çünkü hislerin hiç bir zaman delile ihtiyacı yoktur.

Sen vakt-i zamanında öyle hissettiysen o mutlaka doğrudur.
Bu saatten sonra bu dediğim bişeyi değiştirmez ama hayat bu çoktan seçmeli işte...
Herkes kendi seçtiğini bazen de zorla seçmek zorunda bırakıldığı durumları yaşıyor....