8 Mayıs 2009 Cuma

çelişkiye son!

çelişkiye son verdim yeniden manganın şarkısına dönüyorum şarkı ne derse desin ben bu defa köprüleri gerçekten atıp vazgeçiyorum...

2 önceki yazımdan aynen ekliyorum gene;

"hayat bu işte...

Bazen ben de terk edip gidebilsem keşke diyorum
İçimde bir İstanbul var ondan vazgeçemiyorum.

Belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
Yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum içimden

Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hap solursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun

Söyle; taşı toprağı altın olmuş kaç yazar ?
Delik testi umutlarım, akar altından azar azar.

Söyle, neye yarar yaşamak altın bir kafeste
Bir yanım seni beklerken, diğeri bekler ölümü ağır ağır

Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hap solursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun

manga sağolsun ama ben köprüleri gene de atmaya karar verdim, vazgeçiyorum.. "

Bugün (dün) sonunda dilim çözüldü, içimdekileri akıttım karşımdakine, şaşkınlık, afallama, hazımsızlık dışında bir tepki alamadım, şoku atlattıktan sonra ne olur bilmiyorum ama ben konuştum daha rahatım...
Gelirse kapının anahtarı zaten onda, ama gelmezse de canı sağolsun, güzel zamanlardı; gelmeyecekse anahtarı atsın denize elbet doğru biri bulur yeniden...

"gizlerini dökmüş, rahatlamış ama gene de az da olsa kısa bir süre huzursuz bekleyişte..."
egi

Hiç yorum yok: